NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
حَدَّثَنَا
عُثْمَانُ
بْنُ أَبِي
شَيْبَةَ
حَدَّثَنَا
أَبُو
النَّضْرِ
حَدَّثَنَا
عَبْدُ
الرَّحْمَنِ
بْنُ ثَابِتٍ
حَدَّثَنَا
حَسَّانُ بْنُ
عَطِيَّةَ
عَنْ أَبِي
مُنِيبٍ
الْجُرَشِيِّ
عَنْ ابْنِ
عُمَرَ قَالَ
قَالَ
رَسُولُ اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
مَنْ
تَشَبَّهَ
بِقَوْمٍ
فَهُوَ
مِنْهُمْ
İbn Ömer'den rivayet
olunduğuna göre; Resulullah (s.a.v)
"Kendisini bir
kavme benzetmeye çalışan kimse o kavimdendir" buyurmuştur.
İzah:
Ahmed b. Hanbel, II 50.
Metinde geçen
"teşebbehe" fiili, binası "tekellüf" olan
"tefe’ul" babından geldiği için bu kelimeyi benzemeye çalışırsa diye
tercüme ettik. Çünkü bu babda "tekellüf" "zorluk" manâsı
vardır.
Bu bakımdan hadis-i
şerifte, klik kıyafet gibi dış görünüş itbariyle meydana gelen değişikliklerin
tümü değil, ancak kişinin kendi istemesi ve Özentisi ile meydana gelen
benzemeler söz konusu edilmektedir. Binaenaleyh bu hadis-i şerif, kendi istek
ve özentisi ile dış görünüşünü kafirler topluluğuna benzeten kimsenin, kafirler
topluluğundan olduğu ve kâfirler topluluğunun İslam cemiyetinde yeri ne ise bu
kimsenin yerinin de o olduğu; dış görünüşünü isteyerek ve Özenerek salihler
topluluğuna benzeten kimsenin de gerçekte tam anlamıyla o salihler gibi olmasa
bile, sahillere yapılan muamele ve ikrama layık olduğu ifade buyurulmaktadır.
Kılık kıyafetini
salihler topluluğuna benzetmekle beraber , esas niyeti onlara benzemek olmayıp,
halk arasında onlardan bilinip onlar gibi şöhrete ve ikrama erişmek olan bir
kimse ise, bir önceki hadis-i şerifte ifade buyurulan şöhret için elbise
giymenin hükmüne girdiğinden Allah yolunda makbul değildir.
Hadis-i şerif,
müslümanların dışındaki topluluklara kılık-kıyafet itibariyle benzemek caiz
olmadığını; kişi kendisini hangi hususta bir kavime benzetmişse o hususta o
kavimden sayıldığını ifade etmektedir.
Eğer kendisini küfürde
bir kavime benzetmişse bu kimse kafirlikte o kavimle beraberdir. Günah ve
isyanda benzetmişse günah ve isyanda onlarla beraberdir. Eğer herhangi bir
kavme ait alametleri taşımakta onlara benziyorsa bu alametleri taşımanın dünyevi
ve uhrevi sorumluluğunda onlarla beraberdir.
Nitekim diğer bir
hadis-i şerifte, "Bizden başkasına benzeyen bizden
değildir."[Tirmizî, istizan] buyrulmuştur. ibn Teymiye ile İbn Hacer, bu
hadisin senedinin hasen olduğunu söylemişlerdir.